13 Şubat 2021 Cumartesi

Hunlar ve Kültürleri





Kadim Türk tarihinin erken devirlerinden itibaren, sosyal ve kültürel yaşama dair bulgular, tarihi araştırmalar ve arkeolojik verilerin de desteğiyle gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Türk tarihinin erken devirlerini Afanasiyevo kültürü (MÖ 3300 – MÖ 1700) ve Andronovo kültürü ( MÖ 1700 – MÖ 1200) ile başlatmaktayız. Ayrıca Karasuk, Anav ve Tagar kültür çevreleri de erken Türk tarihinin sahalarıdır. Ancak daha somut ve geniş bilgilere sahip olduğumuz Hun tarihi Türk tarihi açısından önemli bir başlangıç ve referans noktası teşkil etmektedir. İlk Türk siyasi birliğini kuran Hunlar ( MÖ 220 – MS 216 ) bize erken devir Türk kültürü ile ilgili sağlıklı bilgiler sunmaktadır. Bu bağlamda törenler, müzik ve takvim konularına kısaca bakabiliriz.


Kaynaklar bizlere Hunların devletler arası anlaşmalarında beyaz at kurban etme geleneklerinin olduğunu aktarmaktadır. Bilindiği gibi at Türk kültüründe oldukça önemli bir hayvan olarak kabul görmekteydi. Anlaşmalar, kutsal hayvanların kurban edilmesi başta olmakla birlikte birtakım törenlerle kutsallaştırılmaktaydı. Kurban kutsal Hun kılıcıyla kesilirdi. Önce bir akarsu kenarına gidilir ardından bir dağa çıkılır. Son olarak kan şarap ile karıştırılıp ant içilirdi. MÖ 43 yılında böyle bir hadise Çin kroniklerine geçmiştir.

Hunlar senenin belli dönemlerinde atalarına saygılarını sunmak için, Kağanlarının önderliğinde ata mağaralarına gidip saygılarını sunar ve kurbanlarını keserlerdi. Genellikle mevsim döngülerinde gerçekleşirdi bu törenler. Şaman/Kam aracılığı ile yapılan dini ritüeller ve Tanrıya kurban sunma törenlerinde; ağaç, akarsu, ateş ve dağ/tepe kullanılan kutsal aracılar olmuşlardır. Hun Hakanı her sabah güneşi selamlayıp saygılarını sunarak özel bir dini ritüel gerçekleştirirdi, halkın ekseriyetinde de buna benzer küçük törensel güneşi selamlama mevcuttu. Kadim Türklerde Yuğ denilen cenaze törenleri yapılırdı; cenaze için başta at olmak üzere kurbanlar kesilirdi. Ölü bir çadıra koyulup atlarla etrafından dokuz kere dönülür ve bu yolla ölünün ruhunun göğe uçacağına inanılırdı. Beyaz kıyafetler giyilir saç baş yolunurdu. Bu şekilde gerçekleşen Yuğ törenleri sadece Hunlarda değil Türk tarihinin genelinde görülmekteydi. Ayrıca Saçı denilen ve yiyeceklerin tabiata saçılmasıyla gerçekleştirilen kurban törenleri de hem bireysel hemde toplu olarak yapılmaktaydı.


Hunlar bozkırın kadim çalgısı olan kopuzu kullanmaktaydı. Çinliler bu enstrümana Hsionu-pu demekteydi. Destanlar, aşk türküleri, şiirler, neşeli ve acı hatıralar kopuz eşliğinde söylenirdi. Çeşitli üflemeli, yaylı ve vurmalı çalgı/kopuz çeşitleri mevcuttu. Bilindiği gibi İslamiyet öncesi Türk tarihinin en önemli kaynakları; Türk yazıtları, Destanları ve Arkeolojik verilerle birlikte Çinlilere ait olanlardır. Çin kaynakları bizlere yirmi sekiz çeşit Hun Türküsünden bahseder. Ayrıca Kopuz ve diğer Hun çalgılarının da Milattan Önceki asırlarda Çin’e yayıldığı da görülmektedir. Kaynaklar askeri bando ve mızıka türlerinden de bahseder.


Eski Türklerin kadim İnancı Animizm kökenli Gök Tanrı dini, tabiatla ve canlılarla bir bütün halinde olan bir inanıştı. Bu inanış insanların hayatının her safhasında önemli bir roldeydi. Her kültürel ve sosyal motifin içinde yer aldığı gibi zamanı bölme ve ölçme noktasında da tabiat merkez noktadaydı yine. Aylar hayvan isimlerine göre adlandırılmaktaydı.
Hunlar bozkırın kadim izlerini taşıyan, on iki yıllık devre esasına dayanan takvim kullanmaktaydı. On iki hayvanlı takvim sırasıyla şu şekildeydi; 1 Sıçkan (fare), 2 Ud (sığır), 3 Pars (kaplan), 4 Tabışkan (tavşan), 5 Lu (ejder), 6 Yılan, 7 Yunt (at), 8 Koy (koyun), 9 Biçin (maymun), 10 Takagu (tavuk), 11 İt, 12 Tonguz (domuz). Bazı kaynaklar ay adlarının bir kısmının komşu Çin kültüründen etkilenerek oluştuğunu da aktarmaktadır.

Kaynakça :
Ahmet Taşağıl: Kök Tengri’nin Çocukları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder