Evrim Teorisi İndeksi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Evrim Teorisi İndeksi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Kasım 2021 Çarşamba

Sahtekarlıkları Paradigmayla Anlamak

 



Toplumsal kabulün, akademik atamaların veya maddi ödül gibi karşılıkların, çoğu zaman bilimsel sonuçların “mevcut paradigma” ile uyumlu olmasına bağlı olduğunu hatırlamalıyız. Kuhn, bilim insanlarının çalışmalarına başladıkları zamanki öngörülerini haklı çıkarmak için gerek aletleriyle, gerekse teorilerindeki denklemlerle oynamaktan kaçınmadıklarını belirtir.Tüm bunları göz önünde bulundurursak,

 Evrim Teorisi adına niçin bazı sahtekârlıkların yapıldığını anlayabiliriz. Birçok kişi ideoloji veya dinsel inanç uğruna insanların neden sahtekârlık yaptığını anlayabilmekte, fakat “bilimsel bir çalışma”da sahtekârlığın sebebini anlayamamaktadır. Bu hususta, Kuhn’un “paradigma” anlayışı ve bilim sosyolojisinin yaklaşımları yardımcı olacaktır.

Bacon’cı İlkeler, Gözlem, Tümevarım ve Evrim Teorisi

 


Charles Darwin, Baconcı ilkelere bağlı bir şekilde çalışmalarını gerçekleştirdiğini söylemiştir. Darwin, bununla, gözlemi önceleyen bilimsel bir metodu benimsediğini ve yaptığı tikel gözlemlerden bütünle ilgili bir teoriye vardığını ifade etmek istiyordu. (Francis Bacon’un bilimsel metodunun tam olarak ne olduğu bilim felsefesinde tartışılmıştır ama o tartışmaya burada girilmeyecektir.) Darwin’in, bilgi teorisinde (epistemolojisinde) ve bilimsel metodolojisinde gözlemi ve tümevarımı benimsediği anlaşılmaktadır; Baconcı ilkeleri takip ettiğini söyleyerek bu seçimini ifade etmek istemiştir.

Burada “gözlem”den bahsedilmişken, türlerdeki değişimle ilgili olarak doğrudan gözlenebilenin ne olduğunu tepit etmek önemlidir. Doğrudan gözlemle Darwin, hayvan yetiştiricilerinin damızlıklarla çiftleşmeyi sağlamalarıyla, türün daha verimli hayvanlarını elde edebilmeleri gibi tespitler yaptı Bu gözlemi yapay seleksiyonla ilgiliydi ama yapay seleksiyonla olan bu değişimin, uzun zaman sonucunda doğal seleksiyonla daha fazlasının olacağını düşündü.

Popper ve Metafizik Bir Araştırma Programı Olarak Evrim

 


Francis Bacon ve çağdaşlarının birçoğu “Eğer doğayı anlamak istiyorsak Aristoteles’in yazılarına değil doğaya başvurmalıyız” şeklindeki yaklaşımlarında ısrar ederlerken, çağlarının bilimsel tutumunu özetliyorlardı. O dönemden beri, tek tek olguların gözlenmesinden genel yasalara varmak anlamına gelen tümevarım yöntemi bilimlere hâkim olmuştur. Bilimde ve günlük yaşantıda böylesine belirleyici olan ve otoritesi geniş bir kesimce sorgulanmadan kabul edilen tümevarım ilkesinin güvenilirliği hakkında bilim felsefesi alanında çok önemli tartışmalar yapılmıştır. 

Özellikle David Hume’un tümevarım ilkesine yönelttiği eleştiriler, bu ilkenin üzerindeki felsefi tartışmalarda önemli bir yere sahiptir. Hume, tekil gözlemler ne denli çok olursa olsunlar, mantık açısından bu gözlemlerden bütün ile ilgili genel bir önermeye varılamayacağını söyler. “A” olayı ile beraber “B” olayını gözlersek, bu gözlemimiz binlerce defa da tekrarlansa, mantıkça bu olayların hep birbirini takip edeceğini söyleyemeyiz. Hume’a göre bu birliktelik beklentimiz mantıksal değil, psikolojiktir. Hume’un tümevarıma getirdiği eleştiri, “Hume’un sorunu” olarak da adlandırılmış ve birçok felsefeciyi meşgul etmiştir.

9 Kasım 2021 Salı

Matematiksel Yasalar, Öngörü ve Evrim Teorisi

 


Bazı bilim felsefecileri, başarılı bir teoriden beklenen en önemli özelliklerden birinin teorinin öngörülerde bulunabilmesi olduğunu ifade etmişlerdir. Oysa uzun bir tarihsel süreçle ve çok kompleks varlıklar olan canlılarla ilgili olan Evrim Teorisi’ne dayanarak ileriye yönelik öngörülerde bulunmak çok zordur. 

Örneğin tamamen izole bir adaya kurbağa, kelebek, fare, timsah gibi birçok canlıyı alıp bıraktığımızı düşünelim. Evrim Teorisi’ne dayanarak bu canlılardan hangi tür bir canlının türeyeceğine dair bir iddiada bulunulamaz. Hiç kimse bu canlılardan “Şu kadar yıl sonra at, şu kadar yıl sonra insan, şu kadar yıl sonra bir kuş oluşur” diyemez. 

Fosillere Farklı Yaklaşımlar

 


İnşası Hala Devam Eden Bir Teori Olarak Evrim Teorisi: Fosillere Farklı Yaklaşımlar


Evrim Teorisi ile ortaya konulan iddialar, üç temel kategoride değerlendirilebilir. Bunların birincisine göre türler birbirlerinden değişerek oluşmuştur. İkincisine göre bu süreçte mutasyon, doğal seleksiyon, seksüel seleksiyon, genetik sürüklenme gibi mekanizmalar rol oynamıştır. Üçüncüsüne göre türlerin tarih içindeki birbirlerinden değişimi, dallanan bir hayat ağacıyla gösterilebilecek şekilde birbiriyle bağımlıdır. 

Bunların birincisinde Evrim Teorisi’ni kabul eden hemen herkes hemfikirdir. Fakat bu sürecin mekanizmalarının ne olduğu ve hangi mekanizmanın ne kadar etkili olduğu (ikinci husus) ile hayat ağacının tam olarak nasıl çizilmesi gerektiğinde (üçüncü husus) birçok tartışma mevcuttur. Evrimsel biyolojiden fosilbilime, genetikten evrimsel psikolojiye kadar birçok farklı bilim dalında çalışan bilim insanları, bu hususlardaki bilinmeyenleri çözmeye çalışmakta ve farklı fikirleri tartışmaktadırlar.