Antik Tarih İndeksi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Antik Tarih İndeksi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2021 Çarşamba

Tarih Öncesi Devirler


 İnsanoğlunun yeryüzünde görülmesiyle başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Bu dönem kendi içerisinde kullanılan araç gereçlerin niteliğine göre Taş devri ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. 

1-TAŞDEVRİ:(M.Ö.600.000 – M.Ö. 5.000)

​a)- Eski Taş – Paleolitik devri

-İnsanlık tarihinin en uzun devresidir.
-Bu devri yaşayan insan toplulukları ilkel bir göçebe hayat sürmüşlerdir.
-Ağaç kovuklarında, mağaralarda ve nehir yataklarında yaşamışlardır. İnsanlar tabiatta hazır bulduklarıyla, avcılık ve balıkçılıkla geçinmişlerdir(avcı ve toplayıcı).

3 Ekim 2021 Pazar

Roma Dönemi Latrinaları Hakkında Bilinmeyenler







Latrinaların Önemi

İnsanlığın veya tüm canlıların beslenme gibi en doğal olaylarından biri de sindirim ve boşaltım sistemidir. M.Ö. III binden itibaren bu ihtiyaç için kapalı mekanlar yapıldığını görüyoruz. Fakat kapalı mekanlar olsa dahi tam anlamıyla bir tuvalet ve kanalizasyon sistemi görmemiz mümkün değil. Bunun yerine pişmiş toprak kaplar kullanılıyor. 

Grek tuvalet alışkanlıklarıyla ilgili en erken verileri ünlü ozan Hesiodos’tan ediniyoruz. Diğer önemli tarihçimiz Herodotos’tan aldığımız tuvalet alışkanlıkları ve bununla ilgili pratik bilgilerdir. Roma Dönemi’ne gelindiğinde tuvalet yani latrinalarda farklı bir sisteme geçildiğini görüyoruz. Kapalı alanlar, toprak kaplar, tek kişilik mekanların yerini anıtsal büyüklükte, açık mekan ve bir kanalizasyon sistemi alıyor. 





13 Şubat 2021 Cumartesi

Anadolu’nun Bin Tanrılı Uygarlığı Hititler





Proto-Hitit olarak da nitelendirilen Hattiler’den sonra Anadolu’ya yeni bir akın oldu. Bu yeni gelen kavim Kızılırmak’ın kavisi içine yerleşti (M.Ö. 2000). Bunlar birçok prenslikler kurdular. Bu kavme tarihte “Hititler” adı verilmişti. Hititler’in tarihi iki kısma ayrılır:


  • Eski imparatorluk,
  • Yeni imparatorluk.

Hunlar ve Kültürleri





Kadim Türk tarihinin erken devirlerinden itibaren, sosyal ve kültürel yaşama dair bulgular, tarihi araştırmalar ve arkeolojik verilerin de desteğiyle gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Türk tarihinin erken devirlerini Afanasiyevo kültürü (MÖ 3300 – MÖ 1700) ve Andronovo kültürü ( MÖ 1700 – MÖ 1200) ile başlatmaktayız. Ayrıca Karasuk, Anav ve Tagar kültür çevreleri de erken Türk tarihinin sahalarıdır. Ancak daha somut ve geniş bilgilere sahip olduğumuz Hun tarihi Türk tarihi açısından önemli bir başlangıç ve referans noktası teşkil etmektedir. İlk Türk siyasi birliğini kuran Hunlar ( MÖ 220 – MS 216 ) bize erken devir Türk kültürü ile ilgili sağlıklı bilgiler sunmaktadır. Bu bağlamda törenler, müzik ve takvim konularına kısaca bakabiliriz.

Sümer Çivi Yazısının Tarihsel Gelişimi



Milattan Önce 3800-2400 döneminde Sümerler ve Mısırlılar mühür ve işaretleri kullanmaya başlarlar… Yazılı tarih MÖ 3000 dolaylarında başladı. O binyılın başlarında, zaman ve mekânda yayılacak kadar önemli yalnızca iki husus vardı: Büyük adamların başarıları ve sığırların, tahılın ve koyunların sahipliği. Sümer kentlerinde büyük bir epik edebiyat biçimlenmeye başladı ve fasulyeleri sayma işini üstlenmek üzere de bir bürokrasi oluştu. Yazının doğuşu, insan ruhunun kutlanmasından değil, şu sözleri kesinlikle söyleyebilmek için oldu: Bu benim, senin değil. Ama muhasebeciler mallarının kaydını tutmak üzere yapay kodlarını geliştirdikçe, öykücülere de bir armağan verdiler: Kahramanlarını ölümsüzleştirme olanağı.

Kleopatra ve Julius Caesar Kimdir ?





Kleopatra Kimdir? 

Antik Mısır’ın Son Kraliçesi ve Firavunu


Kraliçe VII. Kleopatra (M.Ö. 69-30): M.Ö. 51-30 arasında hüküm sürmüş Mısır kraliçesidir. Büyük İskender’in ölümünden sonra Mısır’ın başına geçen Ptolemaios hanedanının son üyesi ve Antik Çağ’ın en tanınmış kadınlarından biridir. XII. Ptolemaios Neos Dionysios’un en büyük kızıdır. Babasının ölümünden sonra erkek kardeşi XIII. Ptolemaios ile evlenerek tahta ortak oldu. İktidara giderek daha fazla ağırlığını koymak isteyince eşi onu Mısır’dan kovdu (M.Ö. 48). Suriye’ye gidip topladığı orduyla makamını geri almak üzeri uğraşırken, Pompeius’un ölümü sebebiyle Mısır’a gelen Julius Caesar mücadele eden tarafları uzlaştırma işini üstlendi. Kleopatra cazibesiyle Caesar’ı öylesine etkisine aldı ki, Caesar, Dio Cassius’un ifadesiyle, hakimi olduğu davada Kleopatra’nın avukatına dönüştü.


Mete Han: Türklerin Büyük Kağanı



Mete Han Kimdir?


Mete Han Asya  Hun Devleti’nin kurucusu Kara Han ismiyle anılan Teoman Han’ın oğludur. Devlete hükmettiği 35 yıl boyunca akılcı politikaları ve kazandığı büyük savaşlar bugün bile dilden dile anlatılır. Mete’nin nerede doğduğu tam olarak bilinmez. Çin kaynakları ondan Mao Tun olarak bahseder. Bazı kaynaklara göre de Oğuz Kağan Destanında adı geçen Oğuz Kağan ile özdeşleşir. Bu yüzden Türklerin atası olarak kabul edilir Mete. Birçok zorluklar çekmiş, ancak hiçbir zaman yılmamış dik başlı bir Kağandır.


9 Şubat 2021 Salı

Mezopotamya İsminin Kökeni Nerden Geliyor ?





Mezopotamya: Dicle ve Fırat Arasındaki Kadim Uygarlıklar


Eski Yunanlar, iki büyük nehir Fırat ile Dicle arasındaki bölgenin kuzey kısmına Mezopotamya, güney kısmına ise Babilonya diyorlardı. Toroslar’ın güney yamaçlarından, yani Aladağlar’dan Basra Körfezine kadar uzanan bölgenin tamamı ilk kez M.S. 1. yüzyılda Yaşlı Plinius tarafından Mezopotamya olarak adlandırıldı. Mezopotamya’nın doğudaki sınırı İran’daki Zagros Dağlarının etekleri, batıdaki sınırı ise Arabistan Çölü ve Suriye Platosu’dur. Dolayısıyla, büyük bölümü bugünkü Irak’ta olup Suriye’nin kuzeydoğusunu, kısmen de Türkiye’nin güneydoğusunu kapsar.


Dünya’nın İlk Kenti Uruk Şehri







Uruk Şehri

Fırat’ın Dicle’yle oluşturduğu deltanın kuzey kıyısında, şimdiki Bağdat’ın 300 km kadar güneyinde yer alan Uruk, M.Ö. 3. bin yılın başında 30.000 ila 50.000 sakini barındıran canlı bir kentti. Büyük kent surları içindeki 5,3 kilometrekarelik alanıyla, döneminin en büyük metropolüydü; gerek yakındaki, gerekse uzaktaki diğer kavim ve kentlerle siyasal ve ticari ilişkileri vardı. Ustalıkla düzenlenmiş kent idaresi ve anıtsal mimarideki atılımları nam salmıştı; en eski edebi eserlerden Gılgamış Destanı başta olmak üzere çeşitli destanlarda bunlara değinilir.




Antik Mısır Dini veya Mısır Mitolojisi




Mısır Dini ve Tanrıları


Eski çağda Mısırlıların yarattığı manevi dünya, insan dini tarihinde eşsiz kalan büyüleyici bır dünyaydı. Bu manevi dünyanın karakteri hem gizemliydi hem aleniydi, aynı anda hem ulaşılabilir hem gizliydi; çünkü Mısır dini çoğu kez mit ve ritüel tabakalarına satıh olmasına rağmen eski çağ Nil uygarlığına nüfuz etti ve sonunda Mısır kültürünü neredeyse akla gelebilecek her şekilde biçimlendirdi, besledi ve yönlendirdi.
Mısır’ın tanrıları hem firavunların hem yurttaşların yaşamında vardı ve antik dünyanın diğer yerlerinden daha eksiksiz teokratik bir toplum yarattılar. Herodotos’un “Mısırlılar diğer halklardan daha fazla dindardır” açıklamasının arkasındaki hakikat çok geniştir; yüzlerce tanrı ve tanrıçayı, görünürde sonsuz tapınağı, zenginliği ve karmaşıklığıyla rakipsiz bir mitolojiyi kucaklar.

Mısır Tanrılarının Doğuşu



Mısır Tanrılarının Ortaya Çıkışı

Mısır tanrılarının ortaya çıkışı tarihöncesi zamanlara kadar geri gider. Bu en eski başlangıçlar, Mısır’ın bir ulus devlet olarak varoluşundan ve yazının icadından çok önce gerçekleşti; bu nedenle yalnızca yazılı olmayan kanıtlarla, çoğu kez görece belirsiz bağlamlardan ve ortamlardan kanıtlarla çalışmaya mecburuz. Antropoloji, tarihöncesi ve din bilginleri Mısır dininin bu oluşum evresini çözümlemeye çabaladılar, ama eldeki kanıtları yorumlamak hâlâ zordur ve görüş farklılıkları devam etmektedir.


7 Şubat 2021 Pazar

Mısır’ın Genç Firavunu: Tutankhamon Kimdir ?


Tutankhamon Kimdir?

Milattan Önce 1323 yılında bir firavun öldü. Adı 3300 yıl boyunca bir daha tarih kayıtlarında geçmeyecekti.Ta ki, ünlü Mısır bilimcisi Howard Carter adında bir İngiliz arkeoloğun, 1922 yılında Krallar Vadisi’nde bugüne kadar ki en büyük firavunun mezarını keşfetmesine dek! Bu firavunun adına Tutankhamon diyoruz.Peki, Tutankhamun’u bu kadar ünlü yapan şey neydi ?
Tutankhamun’un bugün çok meşhur olmasının nedeni, kralın altın tabutunun nefes kesici ve değerli mezar eşyalarıyla bulunmuş olmasıydı. Çünkü bugüne kadar böylesine hazinelerle dolu başka bir kralın mezarı henüz keşfedilmemişdi. O zamandan beri dünya bu genç kralın mezarının büyük görkemi karşısında büyülenmektedir.


Mısır Kraliçesi Nefertiti Kimdir ?


Mısır Diyarının Güçlü ve Güzel Kraliçesi Nefertiti..

Adı ölümünden binlerce yıl sonra bile güzelliğe eş sayılan bir kraliçenin, hüzünlü öyküsü.. Nefertiti ( M.Ö. 1370 – 1330 ), yaşamış bir Mısır kraliçesi olup , Firavun Akhenaton’un eşidir.
Eski Mısır tarihine ait bütün kitaplar, onun dillere destan güzelliğinden bahseder. Adı; “güzellik geliyor”, “güzel olan” ya da “güzelden gelen” anlamlarına geliyor. Kimi kaynaklarda Nefertiti’nin asıl adı nın Tadukhepa olduğu, ünlü güzelliğinden dolayı Nefertiti ismiyle anıldığı ifade ediliyor.Kraliçe Nefertiti’nin, nerden geldiği ve kökeni tam olarak bilinmemekte olup bununla ilgili, çeşitli varsayımlar vardır.

Narmer Kimdir?



Narmer: Birleşik Mısır’ın İlk Hükümdarı


Birleşik Mısır‘ın ilk hükümdarı Narmer bizim için bir isimden çok ötedir. 1898 yılında arkeologlar, Hierakonpolis’teki ”Ana Yatak” adı verilen sahada onun adını taşıyan rölyeflerle süslü iki adet obje çıkarttılar. Anıt niteliğindeki, neredeyse kusursuz korunmuş, üzerinde göz boyası öğütülen bu paletin bir yüzünde, başında Yukarı Mısır’ın Beyaz Tacı ile Narmer betimlenmişti. 

Burada Narmer, korkudan sinmiş bir Nil Deltası yerlisinin canını alıyordu. Paletin diğer yüzünde, Aşağı Mısır’ın Kızıl Tacı’nı takmış ve başı kesilmiş on cesedi seyrediyordu. Uzun süre, bu sahnelerin M.Ö. yaklaşık 3100 yılında Mısır’ı tek bir yönetici altında birleştirme mücadelesi sonunda elde edilen zaferin anısına olduğu düşünüldü. Gel gelelim, akademisyenler artık bu paletin temasının, birleşme sonrası ortaya çıkan isyanların bastırılması olarak ele alınması gerektiği görüşündeler: Gerçekten olan bu olay, sonraki yıla adını vermiştir.


Nebatiler Kimdir ?


Nebatiler : Kayalıklara Can Veren Sanatkarlar


Nebatiler, köken olarak Kuzeybatı Arabistan’da yaşayan göçebe bir kavimdiler. MÖ 4. yüzyılda ilk defa tarih sahnesinde görünmüştürler. Ölü Deniz’in 80 km güneyinde, Ürdün Çölünün kenarında yaşamışlardı, buraya Arap yarımadasından gelmişlerdi. Hayvancılık ve ticaretle uğraşan göçebe kabilelerdi. Saldırılardan uzak güvenli yer Vadi Musa’ya yerleştiler. Burada deve, koyun, keçi ve at beslediler, çölde teraslar kurup üzüm bağları ve zeytin yetiştirdiler.
Ticaret yollarını kontrol etmeleriyle tanındırlar. Baharat, tütsü, yağ ve parfüm ticaretinde ustalaştılar. Romalılar ve Helenistik dönem Yunanlılarıyla; Perslerle ticaret yaptılar. Kervanları Arabistan’dan Akdeniz’e, Mısır ve Mezopotamya’ya sevk ettiler.


Olmekler ve Antik Şehirleri (La Venta)


Olmekler ve ”La Venta” Şehrinin Keşfi

Olmekler Orta Amerika’nın Kolomb öncesi ve Aztek-öncesi bir halkıdır. MÖ 1200 yıllarından başlayarak MÖ 500 yıllarına kadar Orta Amerika’nın büyük bir kesiminde hüküm sürdükleri sanılmaktadır. Yaşadıkları bölge Meksika Körfezi kıyılarından Büyük Okyanus’a ve Kosta Rika’nın güneyine uzanır.
”La Venta değerli arkeolojik nesnelerin tükenmez bir madenidir.” ( MIGUEL COVARRUBIAS ) Meksikalı sanatçı ve yazar Miguel Covarrubias’ın La Venta’ya ilişkin bu övgüsü yetmiş yıl önceki kadar geçerlidir. Orada bulunan nesnelerle aynı ölçüde önemli bir nokta ise, kentin modern dünyaya, uygarlığın evriminde yerkürenin tropikal bölgelerinin oynadığı rolü hatırlatıcı bir örneği sunmasıdır. 

6 Şubat 2021 Cumartesi

Orta Asya’da Milattan Önce Yaşamış Türk Kültürleri



Türk Tarihine Genel Bakış

Türk milleti doğuda Japon denizinden, batıda Baltık denizine; Kazan-Güney Sibirya hattından güneyde Hindistan’a; Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’nın Atlas Okyanusu kıyılarına kadar uzanan sahada, belirli zaman dilimleri içinde, çeşitli hanedan adları altında hükümran olmuş dünyanın en eski milletlerindendir. Kabaca Avrupa-Asya kıtalarının orta kesimini oluşturan Avrasya bozkırları çeşitli adlar altındaki Türk kavimlerinin vatan topraklarını oluşturmuştur. Bugünkü bilgiler ışığında M.Ö. 3000 yıllarına kadar indirilebilen Türk tarihi, 5000 yılı aşkın bir devamlılık arz etmesi yanında, dünya medeniyetine sağladığı katkılar bakımından da insanlık tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü hiçbir Avrupa ülkesi veya Avrupalı bir milletin, Türk tarihinden ayrı bir tarihi düşünülemez.

Tarihin İlk Filozofu Miletos’lu Thales Kimdir?


Thales ve Miletos Antik Kenti

Thales (M.Ö. 625-545): Miletos’lu gökbilimci, filozof ve matematikçidir. Tarihteki ilk filozof ve bilim insanı olarak kabul edilir. Milet (Miletos), Ege Bölgesi’nde Aydın’ın Didim ilçesinde klasik dönemde adı Meander olan Büyük Menderes Nehri’nin hemen ağzında kurulmuş bir liman kentidir. 

Antik Miletos şehrinin bulunma efsanesine göre şehrin ilk yaşayanları Girit üzerinden gelmiştir. Strabon da bunu doğrulamaktadır. Anadolu’da on iki İon şehrinin kurmuş olduğu “İonia Birliği” üyelerinden biridir.


5 Şubat 2021 Cuma

Türk Kaya Resimleri




Tarihinin İlk izlerinden Saymalıtaş Kaya Resimleri


Kaya resimleri Orta ve İç Asya’da M.Ö. I. Bin yıllardan M.S. 14.-15. yüzyıllara kadar çok çeşitli konuları içerir şekilde ortaya çıkmaktadır. Erken tarihli örneklerde av kültürü ve sembolizmini yansıtan resimler yer almaktadır. Bu resimlerin bazılarında sembolik anlamları içeren hayvan mücadele sahnelerinin prototiplerine ve sonraki örneklerini meydana getiren birbirleriyle mücadele eden hayvan figürlerine rastlıyoruz.

Türklerin İlk Kadın Hükümdarı Kimdir ?

Türklerin İlk Kadın Hükümdarı: Tomris Hatun ve İskitler


İskitler (Sakalar)

İskitler, doğudan batıya doğru kavimlerin birbirlerini sıkıştırmaları sonucunda tarih sahnesine çıkmışlardır. MÖ 8. yüzyıl ile MÖ 3. yüzyıl arasında yaşamış göçebe bir topluluktur. Doğuda Çin Seddi’nden batıda Tuna Nehri’ne kadar, 40. ve 50. paraleller arasında, yaklaşık 7000 km’den fazla bir alana yayılmışlardır. Bunun sonuncunda çeşitli kavimler tarafından tanınmışlar ve bunların yazılı belgelerinde adlarından bahsedilerek haklarında bilgiler verilmiştir.
İskit adına ve onlarla ilgili bilgilere Grek kaynaklarında, Pers çivi yazılı metinlerinde, Asur ve Çin yıllıklarında rastlanmaktadır. Adı geçen kaynaklar dil, kültür ve coğrafya bakımından birbirinden farklı kavimlere ait olduğu için İskit adı bu kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir. Grek kaynaklarında Skythai, Asur kaynaklarında Aşguzai, Pers kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai olarak adlandırılmışlardır.