9 Şubat 2021 Salı

Mısır Tanrılarının Doğuşu



Mısır Tanrılarının Ortaya Çıkışı

Mısır tanrılarının ortaya çıkışı tarihöncesi zamanlara kadar geri gider. Bu en eski başlangıçlar, Mısır’ın bir ulus devlet olarak varoluşundan ve yazının icadından çok önce gerçekleşti; bu nedenle yalnızca yazılı olmayan kanıtlarla, çoğu kez görece belirsiz bağlamlardan ve ortamlardan kanıtlarla çalışmaya mecburuz. Antropoloji, tarihöncesi ve din bilginleri Mısır dininin bu oluşum evresini çözümlemeye çabaladılar, ama eldeki kanıtları yorumlamak hâlâ zordur ve görüş farklılıkları devam etmektedir.



”Büyük Beyaz”, Hanedanlık Öncesi Dönemden, MÖ 3000, erken bir babun tanrı. Mısır Müzesi, Berlin.
Yine de açık kült nesnelerinin varlığında, hayvan ve insan mezarlarında, biçimsel ritüellerin gerçekleştirildiği anlaşılan alanlarda kutsal kavramının bulunduğu anlaşılıyor. Bu tür elişi eşyaların ve sit alanlarının ilahi bir varlığa ya da varlıklara inancı yansıtıp yansıtmadığı bilinmiyor, ama bilim insanlarının vurguladığı gibi, tarihöncesi dönemde ölülerin gömülmesine gösterilen özen ve bu özenin ima ettiği ahiret inancı, böyle bir inanç için gerekli entelektüel gelişmişliğin bulunduğunu gösterir.

Ruh, Fetiş, Totem ve Tanrı

Pek çok erken insan gibi, Nil civarında oturan tarihöncesi halklar da, doğal dünyanın -hem canlı hem cansız- güçlerine saygılı olmuş gibi görünüyorlar. Canlılar Mısır’da öncelik almış gibi görünüyor, ama Gerze Paletinde ve geç Neolitik Döneme (MÖ 3600-3300) ait diğer eşyalarda bulunan tekrarlı yıldız imgeleri, Mısır’da erkenden bir yıldız kültünün geliştiğine işaret edebilir. Bununla birlikte, Mısır’ın arkeolojik kayıtlarında bulduğumuz ilk açık ilahlar, pek çok durumda inek ve doğan gibi hayvan tanrılardır: evrenin görünüşlerini temsil eden ve kuşkusuz insan meşguliyetleri ve yaşamları üzerinde egemen olduklarına inanılan tanrılar.
                                Narmer Paletinin ön yüzü, Royal Ontario Müzesi, Kanada.
Geç tarihöncesi dönemde, ritüel bağlam olduğu anlaşılan yerlere gömülü hayvanların -özellikle köpek (ya da çakal), ceylan, sığır ve koçk- anıtlarına ve bir tür animizme ya da fetişizme (insanlar gibi hayvanların da, saygı duyulması ve yatıştırılması gereken “ruhları” olduğu düşüncesi) işaret etmesi olası hayvan temsillerine rastlıyoruz. Bu hayvan biçimli görsel imgeler yalnızca kabile totemlerinden ibaret değilse ve bir şekilde ilahi olanın tezahürlerine işaret ediyorsa, Mısır tanrılarının gelişiminde anlamlı bir evreyi temsil ederler.

                                   Narmer Paletinin arka yüzü, Royal Ontario Müzesi, Kanada.

İlahi olanın hayvan biçiminde tezahür edebileceği düşüncesi, Hanedanlık Öncesi Dönemin sonunda hayvanların tamamen insan gibi hareket ederken gösterilmesi ve Mısır tanrılarını temsil etmeleri için yaşamsal bir önkoşuldur. Bu geçiş zamanına (MÖ y. 3000) tarihlenen ünlü Narmer Paleti bu durumun açık örneklerini sunar. Paletin arka yüzünde elinde bir esir tutan bir doğan, ön yüzünde bir kentin surlarını yıkıp bir düşmanı çiğneyen bir boğa görülüyor. Uzun boyunlu serpopardlar (yılan-leoparlar) da betimlenir ve bu sahnelerin üstünde, her iki tarafta insan ve sığır özelliklerini birleştiren manda-başlı bir tanrının iki görsel imgesi duruyor – kuşkusuz bu onun önemini gösterir. Burada ve bu dönemin diğer eşyalarında hayvanbiçimli ilahlarımız vardır ve epeyi bugüne ulaşmış görünüyor.

İnsan Biçimli Tanrılar

Diğer yandan insan biçiminde tanrıların bu dönemde mi yoksa daha sonra mı ortaya çıktıkları tartışmalıdır. Nakada Dönemi ve daha öncesine ait arkeolojik kayıtlarda, kilden ya da fildişinden kabaca biçimlendirilmiş insanbiçimli figürler bulunmaktadır, ama bunlar tanrı olarak yorumlanmış olmalarına rağmen Peter j. Ucko’nun kapsamlı araştırması şunu gösteriyor: Bu figürlerin geniş bir kullanım ve anlam çeşitliliğine sahip olmaları olasıdır ve kesin olarak bir tanrıyı temsil ettikleri kabul edilemez.
Mısır’da bilinen en eski insanbiçimli görsel imgelerden bazıları, Nakada II Dönemimden kalan bu boyalı toprak kadın figürün kollarının boynuza benzer eğriliğinde olduğu gibi, insan biçimini hayvan özellikleriyle kaynaştırmış gibi görünüyor. Brooklyn Sanat Müzesi.
Tarihsel dönemin başlangıcında insan biçimde tapılan Min ve Neith gibi tanrılara ilişkin kanıtlarımız var, ama insanbiçimli tanrılar kavramı Mısır’da yavaş benimsenmiş gibi görünüyor ve bir anlamda hiçbir zaman tam olmadı; çünkü Mısır tanrı ve tanrıçalarına, Mısır tarihi boyunca genellikle hayvan başlı ya da gövdeli melez biçimler gözüyle bakıldı. Örneğin tanrıça Hathor, insanbiçimli form verilen ilk ilahlardan biriymiş gibi görünüyor, ama o bile kutsal hayvan ineğin boynuzlarını korudu ve ortaya çıktıktan sonra bin yıl boyunca sığır biçiminde tasvir edildi.

Temel ve Siyasal İhtiyaçlar

Belirli olaylar ve doğal durumlar üzerinde güç sahibi olan bireyselleşmiş tanrılar kavramının gelişimi genellikle dünyanın ve insan kırılganlığının kontrolünü bir şekilde ele alma arzusunun gelişimiyle eşzamanlı kabul edilir. Bu konuda ilk insan toplumlarının ihtiyaçları her yerde aynıydı -ve tarih boyunca özel olarak değişmedi; ama eski çağda insanların vahşi hayvan saldırılarına ve doğa güçlerine karşı kırılganlığı, giderek, acıdan ve yokluktan kurtuluş gibi uzun erimli ihtiyaçların farkındalığına yol açmış olabilir.
MÖ 3000 civarında merkezi bir yönetim doğunca, Nil Vadisinin eski ahalisi için algılanan ihtiyaçlar ile gerçek ihtiyaçlar hızlı bir biçimde değişmiş olabilir. İlahi kral kültünün yanı sıra ulusal ilahlar da var olmaya başladı ve John Baines’in işaret ettiği gibi, monarşinin ortaya çıkışı ve bunun sonucunda Mısır devletinin doğuşu, farklı amaçları ve ihtiyaçları birleştiren yeni bir odak sağlayarak eski dini fiilen dönüştürdü. Aslında denebilir ki, bu noktadan itibaren Mısır tanrılarının bebekliği sona ermişti ve sonraki 3000 yıllık tarihsel gelişme Mısır dininin temel doğasını köklü bir biçimde değiştiremeyecekti.

Kaynakça:

  • Eski Mısır‘ın Bütün Tanrı ve Tanrıçaları – Richard H. Wilkonson –  Alfa Yayınevi
  • Tanrıların Doğuşu – Allen, J.P. Genesis in Egypt: The Philosophy of Ancient Egyptian Creation Accounts (New Haven, 1988)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder