Türklerin İlk Kadın Hükümdarı: Tomris Hatun ve İskitler
İskitler (Sakalar)
İskitler, doğudan batıya doğru kavimlerin birbirlerini sıkıştırmaları sonucunda
tarih sahnesine çıkmışlardır. MÖ 8. yüzyıl ile MÖ 3. yüzyıl arasında yaşamış göçebe bir topluluktur. Doğuda Çin Seddi’nden batıda Tuna Nehri’ne kadar, 40. ve 50. paraleller
arasında, yaklaşık 7000 km’den fazla bir alana yayılmışlardır. Bunun
sonuncunda çeşitli kavimler tarafından tanınmışlar ve bunların yazılı
belgelerinde adlarından bahsedilerek haklarında bilgiler
verilmiştir.
İskit adına ve onlarla ilgili bilgilere Grek kaynaklarında, Pers çivi
yazılı metinlerinde, Asur ve Çin yıllıklarında rastlanmaktadır. Adı
geçen kaynaklar dil, kültür ve coğrafya bakımından birbirinden farklı
kavimlere ait olduğu için İskit adı bu kaynaklarda farklı şekillerde
geçmektedir. Grek kaynaklarında Skythai, Asur kaynaklarında Aşguzai,
Pers kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai olarak
adlandırılmışlardır.
Yaşamış oldukları kültür coğrafyasından dolayı bozkır kavmi olmalarının
yanında kültürlerinin ana unsuru olan attan dolayı da atlı kavimdir. Ok ve yay en bilinen silahlarıydı. Bunların
yanında kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Altın ve gümüş
işçiliğinde usta oldukları için “Bozkırın Kuyumcuları” olarak
tanınmışlardır. Önemli liderleri arasında Alp Er Tunga bulunmaktadır. İskitler, Alp Er Tunga’nın kağanlığı döneminde en
parlak dönemlerini yaşamışlardır. Onun yönetiminde Asya’nın batısında ve
doğusunda çekinilen güç haline gelmişler ve Perslerin yayılmacı
politikasına engel olmuşlardır. Bir diğer önemli liderleri ise Alp Er
Tunga’nın da torunu olarak bilinen ve yazımızın asıl konusunu oluşturan
Tomris Hatun’dur.
İskit Kadınları
İskit kadınları ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla
savaşırlardı. Kadınları üç düşman öldürmedikçe evlenmezlerdi. İskit
kadınları hakkında Antik Çağ yazarlarının değerlendirmeleri; “İskitler, askeri harekatlarda eşleriyle birlikte bulunan cesur
kadınlara sahipler.” şeklinde olmuştur. Savaşlara katılan bu kadınlar tıpkı erkekler gibi
savaş taktikleri kullanıyordu. Bu tür topluluklarda erkekler savaşla
meşgulken sürülerin ve evin idaresi de kadınlara düşüyordu. Bundan dolayı
da kadınların silahlı olması ve onları kullanmayı bilmesi gerekiyordu.
Yapılan kazılar sonucunda silahlarıyla gömülmüş çok sayıda kadın
kurganının bulunması bize İskit kadınlarının da savaştığını açık bir
şekilde göstermektedir.
Bu toplumda ailenin kız çocuklarının bozkır hayatına hazırlanmasında da
önemli görevler üstlendiklerini görüyoruz. İskit kadınlarının sağ memeleri
yoktur. Çünkü kızlar daha çocukken anaları, bu iş için yapılmış tunçtan
bir aleti şiddetle kızdırıp sağ memeye bastırarak dağlardı. Böylece
memenin büyümesi önlenir, bütün kuvvet sağ omuz ve kola giderdi. Bu
şekilde kadınlar gerek savaşlarda gerekse bozkır hayatının zorluklarına
karşı daha güçlü mücadele etmişlerdir.
Tomris Hatun Kimdir?
MÖ 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen ve bugün de Yakutlar olarak bilinen
İskitlerin kadın Türk hakanıdır. Kocası öldüğü için İskitlerin başına
geçmiştir. Birçok kaynak dünyada bilinen ilk kadın hükümdar olduğunu
yazmaktadır. İsmi Öz Türkçedir ve günümüz kullanımıyla “Demir/Temir”
anlamına gelmektedir. Tomris Hatun, Şerife Bacı gibi, Kara Fatma gibi, Nene Hatun gibi ismini tarih
sayfalarına altın harflerle kazımıştır. Dünya ve Türk tarihinin kahramanı
olan Tomris’in bu övgüleri neden hakkettiğini ve neden bu kadar değerli
olduğunu yazımızda anlatmaya başlayalım.
Pers Kralı Kyros İle Mücadelesi
Pers Kralı Kyros, Yeni Babil Krallığı’na son verip Mezopotamya’yı hakimiyeti altına
aldıktan sonra büyük olasılıkla Mısır’ı ele geçirmeyi planlamıştır. Ancak
gerçekleştirdikleri yıpratıcı akınlarla imparatorluğun kuzeydoğu sınırını
oluşturan yerleri tehdit eden İskitler, Kyros’un Orta Asya’ya ikinci bir
sefer düzenlemesini gerektirmiştir. Kyros döneminde İskitlerin başında
Tomris Hatun bulunmaktaydı. İskitlerin saldırılarını kesin şekilde
durdurmayı amaçlayan Pers kralı, Tomris’e karşı sefer düzenleyerek Seyhun
Nehri’nin ötesine geçmiş ve burada kendi ismine ithafen Kyropolis adında
bir garnizon -askeri birliklerin bulunduğu- şehir inşa ettirmiştir.
Kyros’un İskitlerle olan mücadelesi hakkında en ayrıntılı
bilgiler Herodotos‘a aittir. Herodotos’a göre, Kyros Babil’i ele geçirdikten sonra İskitler
üzerine sefere çıkmıştır. İskit hükümdarı Tomris’e elçi göndererek
kendisiyle evlenmek istediğini bildirmiştir. Ancak onun asıl amacının
İskitleri Pers egemenliğine katmak olduğunu anlayan Tomris onun bu
isteğini kabul etmemiştir. Pers kralı bu hileyle İskitlere boyun
eğdiremeyeceğini anlayınca asıl niyetini gösterip ordusunu Aras Nehri
üzerine getirmiştir. Ardından ordusunun nehri geçebilmesi için bir köprü
inşa ettirmiş ve bu şekilde nehrin karşı tarafına geçmiştir. Bir süre
sonra Tomris, Kyros’a elçi göndererek ona kendilerine saldırmaktan
vazgeçmesini bildirmiştir. Eğer vazgeçmezse İskit ülkesine doğru yoluna
devam etmesini söylemiştir.
Hain Plan
Pers kralı ve esir alarak beraberinde götürdüğü Lidya Kralı Kroisos,
İskitlere boyun eğdirmek için bir plan kurmuştur. Bu plan doğrultusunda
Kyros’a büyük bir ziyafet düzenlenmesini, ziyafet sona ermeden Pers
ordusunun zayıf güçteki askerlerini bu ziyafetin başında bırakıp ordunun
geri kalanıyla birlikte nehrin kıyısına geri çekilmesi söylenmiştir.
Ziyafeti gören İskitlerin harekete geçip ziyafetten yararlanmak
istedikleri esnada onların bu zayıf anını fırsat bilen nehrin kıyısındaki
Pers ordusunun saldırıya geçmesi istenmiştir. Bu doğrultuda planı
uygulamışlardır. Ziyafeti gören Tomris’in ordusunun üçte biri ziyafet
alanına gelmiş ve buradaki Pers askerlerini öldürerek ziyafetteki
yemeklerle karınlarını doyurmaya başlamışlardır. Yemek sırasında içtikleri
şarabın etkisiyle sarhoş olan İskit askerleri bir süre sonra uykuya
dalmıştır. Bu durumu gören beklemedeki Pers ordusu İskit askerlerinin
üzerine saldırarak bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ise esir almıştır.
Esir alınanlar arasında Tomris’in oğlu Spargapises de vardır.
Spargapises sarhoşluktan ayılıp aklı başına gelince ellerinin çözülmesi için
Kyros’a yalvarmıştır. Bu isteği yerine getirilince Perslerin elinde esir
olmaktansa ölmeyi tercih edip ani bir hareketle kendisini öldürmüştür. Oğlu
ve askerlerinin bir kısmının öldüğünü haber alan Tomris, Kyros’a bir mesaj
göndermiş: “Olanlardan gururlanma, cesaret ile değil hile ile kazandın. Oğlumun ölüsünü bana geri ver ve ordularıma
ettiğin hakarete rağmen cezalanmadan ülkemden çık git. Eğer böyle
yapmazsan İskitlerin güneş tanrısı üzerine yemin ederim ki, ne kadar haris
olursan ol seninle başa çıkacağım”. demiştir.
Tomris Hatun’un Öfkesi
Kyros, bu tehdide kulak asmayınca Tomris savaş hazırlıklarına başlayıp
Kyros’un üzerine yürümüştür. MÖ 529 da Oxus Bölgesi’nde sabah vaktinde çok
şiddetli bir savaş başlamıştır. Her iki ordu da uzun süre birbirlerine
üstünlük kuramamıştır. Ancak savaşın ilerleyen anlarında Pers askerlerinin
çok büyük bir bölümüyle beraber Kyros’da öldürülmüş ve böylece Pers
ordusunu yenmeyi başarmışlardır. Savaşın ardından Tomris elinde kan dolu
bir tulum ile ölüler arasında Kyros’un cesedini aramıştır. Kısa bir süre
sonra Kyros’un cansız bedenini bulup kafasını kanla dolu olan tulumun
içine sokmuş ve şu sözleri söylemiştir: “Canım sağ ve savaştan zaferle çıktım. Ama sen hileyle oğlumu yakalayarak
onu öldürdün. Şimdi sana söz verdiğim gibi. Hayatında kan içmeye
doymamıştın şimdi benim elimden kana doyuyorsun”.
Kraliçe Tomris’in Tablosu – Peter Paul Rubens MS
17. yy.
Kaynakça:
- Eray KARAKETİR, Pers Kralı Büyük Kyros’un (MÖ 559-530) Orta Asya Seferleri ve Ölümü, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, 2015.
- İlhami DURMUŞ, İskitler(Sakalar), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, 2008.
- Ayhan BALABAN, İskit, Hun ve Göktürklerde Sosyal ve Ekonomik Hayat, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Çağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2006.
- Bahriye UÇOK, İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar, 1965.
- Ahmet Haldun TERZİOĞLU, Saka Türklerinin Kadın Hakanı Tomris Han, 2012.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder