15 Ocak 2021 Cuma

Roma Cumhuriyeti Hakkında Bilinmeyenler







Roma Cumhuriyeti Erken Dönem


Tarihsel tradisyonlarda Roma medeniyetinin M.Ö.753 tarihinde kurulduğu genel olarak kabul edilir. M.Ö. 509 yılına kadar Roma krallık olarak tanımlayabileceğimiz bir devlet yapısına sahiptir. Son kral olan Tarquinius Superbus’un yaşanan bir olay neticesinde M.Ö. 509 tarihinde Roma’dan kovulması ile Roma cumhuriyeti başlamıştır. devletin başında iki yönetici görülmektedir.

 Bunlar Praetor olarak adlandırılan yüksek devlet memurlarıdır. Her iki yönetici de birbirlerine eşit hükümranlık haklarına sahiptirler. Bir yıl süre ile makamlarında kalmakta ve görevleri bittiğinde ise hükümranlık süresince yaptıkları icraatlerden dolayı sorgulanıp yargılanabilmektedirler. Görev sürelerinin bitimindeki bu durum praetorların icraatlerinde daha titiz davranmaları için adeta bir önlemdir. Praetor ismindeki bu magistrat yani yüksek devlet memurlarının isimleri yaklaşık 150 yıl sonra konsül olarak değişecektir.







                                     Roma Cumhuriyetinin yükselişini gösteren harita

Roma Cumhuriyeti ve Senato

Praetorların kararlarını sınırlayan başka bir yapı ise ”Senatus” adı verilen bir meclistir (Yazı süresince bu yapıdan anlaşılması kolay olması için Senato olarak bahsedilecektir). Praetorlar kararlarını alırken kati surette Seanato’ya danışmak zorundaydılar. Senato’nun üye sayısı 300 iken sonraki devirlerde 600 e çıkacaktır. Ayrıca Senato’nun silsile olarak daha altında iki meclisin daha varlığını bilmekteyiz.
Bunlardan birisi ‘’Comitia Curiata’’ diğeri ise ‘’Comitia Centuriata’’ olarak bilinmektedir. Bunlardan Comitia Curiata patrici isimli tam hukuklu Roma vatandaşları tarafından oluşturulumuştu. Comitia Centuriata ise sınırlı hukuklu vatandaşlar olarak nitelendirilen pleblere tahsis edilmiş olmakla birilikte yine patricilere de açıktı.
 Savaş kararları ve kanunlar önce Comitia Centuriata’da tartışılır sonra Comitia Curiata’ya gider ve Senatus’ta praetorlar tarafından onaylanırdı. Bunlara ek olarak iki meclisin daha olduğunu biliyoruz. Bunlar ‘’Comitia Tributa’’ ve ‘’Concilium Plebis’’ ismini taşımaktadırlar.





Roma devlet yapısında konsüllerin iki yardımcısı olup bunlara Quaestor adı verilmekteydi. Qaestorlar devletin hazinesinden sorumluydular. Ayrıca Pontifex Maximus isimli bir rahip olup dinsel işler ve bu konudaki yetkilere sahipti. Bir diğer dinsel unvan olan Rex sacrum ise din işlerindeki ritüellerin düzeninden sorumluydu. Ayrıca tanrılara adanacak kurbanlarda Rex Sacraum’un görevleri arasındaydı.
Roma devlet yapısında ayrıca diktatör isminde bir görevli olup devamlı olarak işgal ettiği bir makamı yoktu. Diktatörlük devletin özellikle askeri açıdan zor duruma düştüğü zamanlarda ortaya çıkan bir makam veya mekanizmaydı. Buradaki amaç,tek elden yönetimle karşılaşılan güç durumu ve özellikle yaşanacak bürokratik zaman kayıplarınında üstesinden gelerek bir an önce çözüme ulaştırmaktı. 
Diktatörlerin görev süreleri kanun ile 6 ay olarak sınırlandırılmıştı. Cumhuriyet devrinin söz sahibi önemli bir kesimi ise atlı sınıfı ismi verilen şövalye (Equites) sınıfıydı. 18 yaşını doldurmuş ve belirli bir servete sahip özgür Roma vatandaşları Equites olabilirlerdi.



Patriciler ve Plebler

Roma cumhuriyeti devrinin hemen her bölümünde göreceğimiz en büyük mücadele patriciler ile plebler arasındaki mücadeleler olacaktır. Patrici dediğimiz Roma vatandaşları tam hukuklu ve soylu vatandaşlar olup plebler ise yarı hukuklu ve genellikle orta gelirli vatandaş grubunu temsil etmektedirler. Sık sık yaşanan bu iki tabaka arasındaki önemli mücadelelerden biriside M.Ö. 451 yılında yaşanmıştır.
Patrici ve pleb mücadelesine bir son vermek amaçlı olarak kanunlar yazılı hale getirilimek istenmiştir. Böylece ortaya ”Oniki levha kanunları” çıkarılmıştır. Bunun için Appius Claudius başkanlığında on adet patriciden oluşan bir komisyon oluşturulmuş ve bunlarada ‘’Decemvirler’’ ismi verimiştir. Decemvirler tarafından hazırlanan bu oniki levha kanunları Roma Forumun’da herkesin görebileceği yerlere asılmıştır. On iki levha kanunlarının fildişi, ahşap veya tunç asıldığını belirten çelişkili kaynaklar vardır. Bu kanunların tamamı elimize ulaşmamaş olsa bile bazı maddeleri hakında bir fikir sahibiyiz.




Örnek vermek gerekirse hukuksal bir anlaşmazlık vukuu bulduğunda davacı davalıyı mahkemeye zorla getirmek hakkına sahipti. Bir başka maddeye göre ise gece hırsızlık yapan bir kişiyi mal sahibi görürse sorgusuz sualsiz hırsızı öldürmekte serbestti. Ancak oniki levha kanunları patriciler ile plebler arasındaki tabakalar mücadelesine son vermediği gibi plebler M.Ö. 449 tarihinde isyan amaçlı olarak kutsal dağa çıkmışlardır. Bunun üzerine Decemvirler’in görevine de son verilmiştir.

Roma Cumhuriyeti Döneminde Samnit Savaşları

Roma bu iç problemleriyle uğraşırken bir yandanda İtalya yarımadasında topraklarını genişletmeye başlamıştır. Bu yayılma esnasında Keltler, Etrüskler, Sabinler ve Samnitler isimli halklarla dönem dönem savaşlar yapılmıştır. Bu muharebelerden Samnit savaşları olarak nitelendirebileceğimiz bir dizi savaş Roma tarihi açısında fevkalade öneme haizdir.

  • 1. Samnit savaşı: M.Ö. 343 tarihinde Samnitler Campania bölgesinde bazı kentlere saldırılar düzenlemişler ve bunun üzerine saldırıya uğrayan kentler Roma’dan yardım istemişlerdir. Yardıma gelen Romalılar ile Samnitler arasında yapılan savaşta kesin bir sonuç sözkonusu olmamıştır
  • 2. Samnit savaşı: Roma ile Samnitler arasındaki bazı problemlerden dolayı çıkan savaş sonucunda Roma’nın lehine olacak bazı kararların alındığı bir antlaşma yapılmıştır. M.Ö. 327-304
  •  3. Samnit savaşı: M.Ö. 290 yılında sona eren bu savaşın sonucunda Roma, Samnitler ve müttefiklerine karşı kesin bir galibiyet elde ederek Orta İtalya’da güçlü bir duruma gelmiştir.
Roma, Samnit savaşları sonucunda Orta İtalya’da hakimiyetini perçinledikten sonra Güney İtalya’da Tarentum ile karşı karşıya gelmiştir. M.Ö. 275 tarihinde Tarentum kendisine destek olarak Roma karşısında galibiyete ulaşmak amacıyla Epiros kralı Pyrrhos’u müttefiki olarak yanına çağırır. Beneventum mevkiinde yapılan savaşta Pyrrhos ve müttefiki Tarentum Roma karşısında yenilgiye uğrarlar. Bu zafer Roma’nın Güney İtalya’daki hakimiyetinin de kapılarını aralayacaktır.




Roma’nın bu tarihten sonra Güney İtalya’da başı boş at koşturması bölgede ticari bağlantıları olan büyük Akdeniz gücü Kartaca’yı rahatsız eder. Günden güne büyüyüp genişleyen Roma ile Akdeniz’in hakimi sayılabilecek Kartaca arasında ortaya çıkan güç mücadelesi yaşanacak büyük savaşlarında habercisidir.
Kartaca ile Roma arasında yapılacak savaşlar ve sonrasında Roma’nın günümüzde hala ateşli tartışmalara sebep olan nasıl olupta böyle büyüdüğüne dair yazımıza ikinci bölüm olan Roma Cumhuriyet döneminin yayılma ve genişleme bölümüyle devam edeceğiz.

Kaynakça:

  • Roma: Kartalların İmparatorluğu – Neil Faulkner
  • Eski Yunan ve Roma Tarihine giriş – Oğuz Tekin
  • Roma Tarihinin Ana Hatları – Sabahat Atlan
  • Roma Tarihi – Halil Demircioğlu
  • Roma Tarihi – Titus Livius

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder