15 Ocak 2021 Cuma

Kimdir Bu Çılgın İmparator Caligula?







Çılgın Roma İmparatoru Caligula (M.S. 37-M.S. 41)


Caligula; Tam ismi Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus’tur. Bu son derece garip, korkunç, çılgın ama bir o kadar da ilginç kişilik Roma imparatorluk devrinin üçüncü imparatorudur. Caligula, İmparator Tiberius tarafından evlat edinilmiş ve Tiberius’un ölümünden sonra hükümranlığı başlamıştır. 

Tiberius’tan nefret eden Romalılar öldükten sonra onu gömmeyip cesedini Tiber nehrine atmayı bile düşündüler. Ancak zavallı Romalılar beterin beteri olacağını ve daha da açıkçası yağmurdan kaçarken doluya tutulduklarından bi haberdiler.







                                                     Caligula’nın mermer büstü

Caligula isminin bu imparatora yakıştırılması küçük yaşlarda iken ordugahlarda askerlerin onunla dalga geçmesi sonucunda aldığı bilinir. Caligula manası küçük sandalettir ve Caligula hep bu sandaletlerle ordugahta dolaşmaktadır. Daha küçük yaşlardayken acımasızlığı ve hırçın duyguları açığa çıkmaya başlamıştı. İdamları izlemeyi seviyor, geceleri üzerinde garip giysilerle ve kafasında perukla dışarı çıkıp şarkı söylüyor, dans ediyor her türden eğlencelere katılıyordu. İmparator Tiberius, Caligula’nın Romalılar için bir su yılanı Dünya için ise bir piton yılanı olduğunu belirtmiştir. Tiberius’un bu tespitininin ne kadar yerinde olduğunu göreceğiz.






Caligula’nın Çılgınlıkları Başlıyor

Caligula’nın ilk garip ve şeytanca olaylarından birisi, karısı Juria’nın ölümünden sonra yaşanır. Muhafız alayı komutanı Macro’nun karısını baştan çıkarır ve bu kadını kullanarak Macro’nun imparator Tiberius’u zehirlemesini sağlar. Böylece taht yolunu önüne kolayca açmış olur. Caligula’nın bundan sonraki ilk dönemleri aslında gayet iyi geçer. Vergilerde indirime gider, yangınlarda zarar görenlere yardım elini uzatır, yarım kalmış bazı yapıları tamamlatır. Ancak bir süre sonra Caligula bir rahatsızlık geçirir ve işte zalim, çılgın ve korkunç Caligula bundan sonra ortaya çıkar.




Öncelikle kendisine vatanın ve orduların babası, en iyi ve en büyük hükümdar, inançlı gibi bir çok takma ad alır. Ülkenin dört bir yanından getirttiği tanrı heykellerinin kafalarını kestirip kendi kafasının heykelini monte ettirir. Kendisine bir tanrıymış gibi tapınak yaptırır ve ona kurbanlar sunulmasını ister. Bu kurbanlar arasında flamingolar, tavuskuşları, horozlar ve tavuklar başı çekmektedir. Roma’nın baş tanrısı Jüpiter Optimus Maximus’un tapınaktaki heykeliyle sık sık konuştuğu görülür. Hatta bazen tanrının heykeliyle yüksek sesle tartışmaya girer. Kardeşi Tiberius’u ve ardından da kayın babası Silianus’un boğazlarını usturayla kestirerek öldürtür. Burada Silianus’u öldürme gerekçesi kendisi fırtınalı bir denize açılırken Silianus’un nasıl olupta onu uğurlamaya gelmediğidir. Ancak zavallı Silianus’u deniz tutmaktadır ve onun bu korkusu ölümüne sebep olmuştur. Tarih böyle birçok garip olaylarla doludur.

Caligula’nın Yasakları

Kızkardeşi Drussila öldüğünde yas ilan eder ve bu yas süresince Romalılar’ın gülmesini, yıkanmasını, ailecek yemek yenmesini yasaklar. Bu acıya dayanamayıp bir gece saraydan kaçar ve Syracusa’ya kadar delice at sürer. Birkaç gün sonra saçı sakalı uzamış berduş bir şekilde Roma’ya geri döner. Dostları ve yüksek devlet memurlarıyla olan bir davette karşısındakine de uzanan senatöre ”karını bırak” diye bir not gönderir. Kadını alarak davetten ayrılır. Bir sonraki gün ”Romulus ve Remus gibi evlendim” diye bir bildiri yayınlatır. Burada atıfta bulunduğu Roma’nın kuruluş efsanelerinde bulunan bir hikayedir. Bir ordu komutanı olan Gaius Memmius bir keresinde anneannesinin çok güzel bir kadın olduğundan bahsetmesi ve Caligula’nın bunu duyması üzerine bu kadın bulunduğu yerden derhal alınıp getirilir. Kadının ileri derecede yaşlanmış olmasına rağmen bu kadınla evlenir. Bu evlilikten bir kız çocuğu olur ve bu çocuk Caligula’nın tüm korkunç özelliklerini taşımaktadır. Öylesine ki oynadığı çocukların yüzlerini gözlerini tırmalayıp yaralamaktadır.

Caligula’nın Zevk Anlayışı

Senatörlerine düşmanca davranışlarda bulunmaya başlar. Atlı arabasıyla giderken onları arabasının yanında kilometrelerce koşmaya zorlar ve yemek yerken karşısında ellerinde peçeteyle yemek sonuna kadar beklemelerini ister. Bazılarını sebepsiz yere öldürtüp sonrada onları sanki hala yaşıyorlarmış gibi toplantıya çağırtır. Doğal olarak gelmediklerini görünce de onların intihar ettikleri söylentisini çıkartır. Romalılar gündüz Circus Maximus’ta düzenlenecek gösteriler için sabah çok erken saatlerde yer kapmak amaçlı buraya gelmektedirler. Caligula bu insanların gürültülerinden rahatsız olup muhafız alayını bunların üstüne gönderir çıkan arbedede onlarca insan ölür.



                                                     Caliguna’nın rekonstrüksiyonu

Gladyatörler yerine hasta ve yaşlı gladyatörler ile beden engelli insanları arenaya çıkartıp dövüştürüp bunları izlemekten haz alıyordu. Arenada gösteriye çıkacak yabani dövüş hayvanlarına yem olarak verilecek küçükbaş hayvanların maliyetinin çok olduğu söylenince bu hayvanlara esir alınan insanların yem olarak atılmasını ister. Bu esirlerin seçimini ise bazen bizzat kendisi yapıp ”şu dazlaktan şu dazlağa kadar’’ gibi garip seçme kriterleri belirlemiştir. Kendisinin hükümranlık devrinde büyük felaketlerin olmaması nedeniyle onun devrinin unutulacağını düşünmektedir.

Caligula’nın İşçileri Denize Atması

Nitekim İmparator Augustus devri Varus bozgunuyla, İmparator Tiberius devri Fidanae’deki tiyatronun çökmesiyle anılıyordu. Caligula ise büyük bir savaş yenilgisi, veba salgını, yangın veya bir depremin olması için dua ediyordu. Öğle yemeği ve akşam yemeği sırasında idam izlemeye bayılıyordu. Puteali limanının karşı kıyısına kadar gemileri yan yana dizdirip iki kıyı arasında bir köprü oluşturup bu köprüyü de toprak ve taş döşeterek yol haline getirmişti. Bu köprüde bir taraftan diğer tarafa delice at sürerek eski efsanelerde yaşananlara atıfta bulunmaya çalışır. Ancak daha da garip olan bir şey yapar. Bu köprünün yapımında çalışan işçileri birden bire yanına çağırır, işçiler ona doğru geldiğinde onların hepsini denize düşürür ve hatta kurtulmaya çalışanları da uzun sırıklarla denize iter.



Caligula ve Arena

Arenaya çıkıp karşısındaki gladyatöre tahta kılıç verip savaşmayı çok sevmektedir. Böyle bir dövüşte karşısındaki gladyatörün mahsustan yere düşmesine sinirlenip onu direkt öldürür. Sonrada gerçekten zafer kazanmış gibi arenada çılgınca turlar atar. Bir mahkumun cezasını kendi elleriyle vermek ister. Mahkum karşısına cellat eşiliğinde getirilir ve Caligula da baltasını kaldırıp mahkumu öldürmek için beklemekteyken baltayı cellata indirir ve mahkumun hayretli bakışları arasında cellat can verir. Yakışıklı ve güzel insanlar ile karşılaştığında çirkin görünmeleri için enselerini traş ettirirdi.
                                                                Gladyatörler
Dış görünüşüne fazlasıyla düşkündü, saçları çok az olduğu için bunu mümkün olduğu kadar bertaraf etmek amacıyla insanlara hep yukarıdan bakardı. Arenada bir rahip, gladyatör olan kölesinin dövüşü kazanması üzerine kölesini azat eder. Bunun üzerine arenada büyük bir tezahürat olur. Bu tezahürat zaten sinirlenmek için yer arayan Caligula’yı tekrar sinirlendirir. Ayağa kalkıp tanrının temsili olan imparator olan kendisi orada dururken nasıl olurda insanların bir rahibe böyle tezahürat gösterdiklerine kızıp bağırarak ilerlerken birden entarisine basarak tepe taklak düşer. Buna daha da sinirlenen Caligula derhal arenayı terk eder. İnsan bu rahibin sonunu düşünmeden edemiyor açıkçası.

Caligula ve Saturninus..

Biraz da Caligula’nın mali çılgınlıklarından bahsedelim. Para savurganlığında hazineyi tam takır kuru bakıra çevirerek başka bir boyuta ulaştığını söylersek abartmış olmayız. Zaman zaman incileri sirkede eritip içiyordu. Julia bazilikasının tepesinden halkına altınlar saçmışlığıyla bilinir. İşlerin iyice karışıp parasız kalması üzerine sahte suçlamalar ve olmadık vergiler icat ederek para bulmaya çalışmıştır. Halktan varlıklı olanları kendisine mirasçı atamaya girişir ve bu kişilerin hala yaşamaya devam ederek kendisiyle dalga geçtiklerini bahane gösterip onları zehirli yiyecekler göndererek öldürür. Gösterilerde ele geçen malzemeleri açık arttırmaya çıkarıp bunlardan gelir elde etme yoluna gitmiştir. Bu açık arttırmalarda fiyatları öyle bir noktaya çekmiştir ki insanlar mallarını mülklerini kaybedip intihar etmeye başlamışlardır. Hatta bununla ilgili anlatılan bir hikaye oldukça ilginçtir.




Eski bir yüksek devlet memuru olup sonrasında da konsüllük görevinde bulunmuş yaşlı Aponinus Saturninus bir gün yine bu açık arttırmalardan birisine katılmıştır. Ancak yaşlı adam açık arttırma sırasında kafası sürekli önüne düşerek uyuklamaya başlar. Bunu görüp fırsata çevireceğini düşünen Caligula tellala işaret ederek Saturninus’un kafasının her düşüşünde fiyatın artması için onay verdiği anlamına gelmesini ister. Zavallı Saturninus’un uyandığında 13 tane işe yaramaz gladyatöre dokuz milyon sessertius verdiğini duyunca ne hale geldiğini tahmin etmek pek de zor olmasa gerek.

İmparator Para Bulmak İçin Nereden Vergi Alacağını Şaşırıyor

Her alanda ve olur olmaz her şeye koyduğu vergilerden halk bi haber oluyor ve sonrasında kaçınılmaz olarak cezalı vergi ödeyerek daha da büyük bir mali çöküntüye giriyorlardı. Ayyuka çıkan huzursuzluklar sonucunda Caligula nelerden vergi alınıp alınmadığını yazan levhalar yaptırdı. Ancak bunları öyle küçük yazdırdı ve öyle olmadık yerlere koydurdu ki insanlar bunları okumakta zorlandıkları hatta bazen hiç okuyamadıkları için yine zor duruma düştüler. Sonuçta değişen çok bir şey olmamış, bu ise Caligula’nın biraz daha keyiflenmesinden başka bir işe yaramamıştı.
                                             Joffrey Baratheon ve Caligula’nın benzerliği




Kızının doğumunda insanlara ona doğum hediyesi olarak para vermeleri için halkı zorladı. Ocaktaki yılbaşında sarayın kapısında ayakta durarak halkın ona para vermesini bekledi. Para çılgınlığında çağ atlayarak yerdeki paraların üzerinde yürüyüp etrafı paradan bir havuza dönüştürüp onların içinde yatıp yuvarlanmaktan keyif alır hale geldi (insan, izlediğimiz varyemez amca çizgi filminin buradan esinlenilip esinlenilmediğini düşünmeden edemiyor). Zaman zaman halkın arasına karıştığında nakışlı kadın elbisesi giyerek dolaşırdı. Bir gece yarısı olmadık bir saatte eskiden konsüllük yapmış üç kişiyi sarayına birden bire çağırdı. Öldürüleceklerinden korkan zavallı adamlar saraya geldiklerinde Caligula’nın kendilerini onunla zorla dans etmeye çağırdığını öğrenince hem sevinmiş hem de şoka uğramış olmalılar.

Caligula ve Binek Atı : Incitatus..

Caligula’nın Incitatus isminde beyaz bir atı vardı ve bu ata hastalık derecesinde bağlıydı. Bu ata mermerden bir ahır yaptırmış, boynuna inciden kolyeler yaptırmış, erguvan rengi battaniyelere sardırmıştı. En sonunda atı senatoya getirip ‘’işte yeni konsülünüz geldi’’ demesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Sonuçta bu kadar çılgınlık, zalimlik ve kötülüğün imparatora karşı bir yansımasının olması da kaçınılmazdı. Zaten bu olmasaydı Roma’da yaşayan insan da kalmayacaktı. Ölümün kendisine yaklaştığını hissettiren kehanetler olduğu söylenmiştir. Mesela rüyasında baş tanrı Jüpiter Optimus Maksimus onu ayak baş parmağıyla iterek düşürmüştür. Pagan dininde önemli günlerden birisi olan mart ayının onbeşinde Capua’daki Capitolum’a yıldırım düşer yine aynı gün Caligula’nın sarayındaki odasının kapısına da yıldırım düşer.
                                                       Caligula ve Incitatus

Beklenilen Sona Doğru

Sonunda Caligula’ya sarayının bir tünelinde tuzak kurulur. Tıpkı o devirdeki kurban ve idam etme törenlerinde uygulanan ritüeller takip edilerek imparator yere yığılır sonra da suikasti tertipleyenler tarafından kılıçtan geçirilir. Cesedi yarım yamalak yakılarak Lamia soyunun aile mezarlığına gömülür. Sürgüne gönderdiği kızkardeşleri gelip onu mezarından çıkararak doğru dürüst yakarlar ve tekrar gömerler. Ancak Romalılar’ın çektikleri burada bitmez Caligula’nın hayaletinin mezarlığın etrafında dolaşıp insanlara dehşet saçtığına dair söylentiler çıkar. Romalılar’ın Caligula için artık tek istedikleri onun devrini bir an önce unutmak olmuştur.



Kaynakça:

  • Roma-imparatorluk Tarihi – Oktay AKŞİT
  • Lives of Twelve Caesars-Gaius Suetonius Tranquillus
  • Roma; Kartalların İmparatorluğu – Neil FAULKNER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder