Yeni bir araştırma bir gama ışını haritasındaki 14 ışık ucunun “antiyıldızlara” (antimaddeden oluşmuş yıldızlar) uyabileceğini gösteriyor. Bu antiyıldız adayları, antimadde (maddenin karşıt yüklü karşılığı) normal maddeyle buluşup yok olduğunda üretilen türden gama ışınları yayıyor gibi görünüyor. Yerçekimleri normal maddeyi yıldızlararası boşluktan çektiği için bu ışınlar antiyıldızların yüzeyinde oluşabilir.
“Eğer biri şans eseri antiyıldızların varlığını kanıtlarsa bu standart kozmolojik model için büyük bir darbe olur. Bu evrenin erken dönemlerinde ne olduğuna dair bilgimiz gerçekten önemli bir değişikliğe uğrar” diyor Pierre Salati (Annecy-le-Vieux Teorik Fizik Laboratuvarı’nda astrofizikçi.)
Genel bir düşünce olarak evrenin eşit ölçülerde madde ve antimadde ile doğduğunu, modern evrenin neredeyse hiç antimadde barındırmadığı düşünülür. Fizikçiler evrenin evrim geçirdiğini, bazı süreçlerin, madde parçacıklarının çok sayıda antimadde versiyonlarına yol açtığı düşünüyor. Fakat Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bir cihaz, birkaç antihelyum çekirdeğinin ipuçlarını tespit ederek bu varsayım üzerinde şüphe uyandırdı. Eğer bu gözlemler onaylanırsa, bu tür başıboş antimadde antiyıldızlar tarafından saçılmış olabilir.
Evrenin bazı antimaddelerinin yıldız şeklinde hayatta kalabileceği düşüncesi ile bir araştırma ekibi Fermi Gamma Işını Uzay Teleskopu’ndan 10 yıllık gözlemleri inceledi. Katalogdaki neredeyse 5,800 gama ışını kaynağı arasında 14 ışık noktası madde-antimadde yok olmasından beklenen enerjilere sahip gama ışınları yaydı ancak pulsar veya karadelik gibi bilinen diğer herhangi bir gama ışını kaynağı türüne benzemiyordu.
Fermi teleskobunun hassasiyetinden yararlanarak ve sayıca gözlemlenmiş adaylara bakarak solar bölgemizde ne kadar antiyıldızın var olduğunu hesapladılar. Eğer antiyıldızlar normal maddeden oluşan toz ve gazlarla birleşebilecekleri Samanyolu düzleminde var olurlarsa gözlemlenmesi kolay bir şekilde çok fazla gama ışını yayabilirlerdi. Sonuç olarak tespit edilen bir avuç adaydan her 400.000 normal yıldız için yalnızca bir antiyıldızın var olduğu anlamına geliyor.
Eğer antiyıldızlar galaksi düzleminin dışında var olmaya eğilimli olurlarsa normal maddeyi biriktirmek için çok az fırsatları olacak ve bulunması daha zor olacaktı. Bu senaryoda her 10 normal yıldız arasında gizlenen bir antiyıldız olabilirdi. Fakat herhangi göksel bir cismin antiyıldız olduğunu kanıtlamak çok zor çünkü madde-antimadde yok olmasından çıkan gama ışınlarının yanı sıra antiyıldızların yaydığı ışığın normal yıldızlardan çıkan ışığın aynı olması bekleniyordu.
Fransa’daki Astrofizik Araştırma Enstitüsü’nden astrofizikçi Simon Dupourqué, “Adayların gerçekten antiyıldız olduğunu kanıtlamak neredeyse imkansız, çürütmek çok daha kolay olurdu” diyor. Astronomlar onların gerçekten pulsarlar olmadığını iki kere kontrol etmek için adaylardan çıkan gama ışınlarının ve radyo sinyallerinin zaman içerisinde nasıl değiştiğini izliyorlardı. Aynı zamanda adayların gerçekten karadelik olduklarını belirtecek optik ve kızılötesi sinyallere de bakabilirlerdi.
Charlottesville’daki Virginia Üniversitesi’nde araştırmalarını sürdüren, çalışmaya dahil olmayan fizikçi Julian Heeck, “Açıkçası bu hala başlangıç niteliğinde.. fakat ilginç” diyor. Antiyıldızların varlığı önemli miktarda antimaddenin bir şekilde uzayın izole olmuş kısımlarında hayatta kalmayı başardığını gösterdi. Ancak Heeck eğer varlarsa antiyıldızların evrenin tüm eksik antimaddesini açıklayacak kadar bol olacağından şüphe ediyor: “Maddenin neden antimaddeden daha baskın olduğuna dair hala bir açıklamaya ihtiyacımız var.”
Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/antimatter-stars-antistars-milky-way-galaxy-space-astronomy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder