7 Kasım 2021 Pazar

AYDINLIK VE KARANLIK GÜÇLER

 


Antik Mısır Sırlan'nı konu edindiğimiz bu kitabımızda Mısır'da yetişen inisiyelerden de örnekler vermek zaten ge­rekliydi ve biz de öyle yaptık. Ancak Mısır İnisiyeleri ile ilgili bir bölüm yapmamızın bir diğer nedeni de, bu inisiyatik bilgilerin dünya üzerinde ne denli zorluklarla karşılaşmış olduğunu bir kez daha sizlere hatırlatmak içindi...

Mısır'da yetişen inisiyeler kuşkusuz ki verdiğimiz bu üç örnekle kısıtlı değildir. Bu kişiler, sadece birer örnek olması bakmımından ele alınmalıdır... Bu birkaç örneğimizden de çok kolaylıkla anlaşılacağı gibi inisiyasyona ait bilgiler, Tufan sonrasında birtakım güçler tarafından her çağda büyük bir baskıya manız kalmıştır.


 Bu baskılar ilk olarak Mısır'daki İskenderiye Kitaplığı'nın yakılışı ve Mısırlı rahiplerin katledilmesi ile kendisini göstermiş, sonra da bu merkezlerde yetişen kişiler gittikleri ülkelerinde büyük baskılara maruz kalmışlardır. Yani ezoterik bilgiler. Demir Çağ'ın hemen her döneminde bilinen ve bilinmeyen karanlık güçlerce hep aşağılanmış, baskıya maruz bıra­kılmış hatta bunlarla da yetinilmeyerek, bu öğretileri savu­nanlar bizzat bu güçlerce acımasızca katledilmişlerdir. Bu ko­nuya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Evet, şunu asla unutmayın: Ezoterik bilgi birikimi bir takım karanlık güçlerce hep yokedilmek ve bu bilgile­rin halka yansıması hep engellenmek istenmiştir. Bu yolda sadece inisiyeler, mürşitler, filozoflar, rahipler değil, paygamberler bile katledilebilıniştir.

Bu konu son derece önemlidir... Ve bu konu günümüzde de geçerlidir...

İlk kez Atlantis'teki "Bir'in Oğulları" ile "Belial'in Oğulları" arasında başlayan ve sonrasında bizim kıta­larımızda Agarta ve Şambala Rahipleri'nce sürdürülen aydınlık güçlerle karanlık güçlerin mücadelesi, Demir Çağ'da cina­yet ve katliamlarla kendisini göstermiştir.

İskenderiye Kitaplığının yakılışıyla bizim deveremizde et­kisini hissettirmeye başlayan "Karanlık Güçler"in baskıları Örfe, Fisagor, İsa Peygamber, Hallaç-ı Mansur gibi inisiyatik ve batnıi şahsiyetlerin katledilişleriyle doruk noktasına çık­mıştır. Çinliler tarafından katledilen Tibetli rahipler ise başlı başına bir kitap konusudur...

Canları pahasına da olsa, kanlarıyla inisiyasyonun bilge­liğini geleceğe taşımış olan tüm batini düşünür, filozof ve inisiyeleri burada saygıyla anıyoruz...

Eğer bugün batınilikten, ezoterik öğretilerden ve inisiya­tik sırlardan söz edebiliyorsak, onlar sayesindedir... Bu baskılar bugün de vardır, bundan sonra da olacaktır. Ta ki, gerçekler apaçık ortaya çıkıp uyanışın esintileri dünya­mızı sarana dek...

VARILACAK SON NOKTA: KIYAM ETMEKTİR...

Geleneksel sürünün içinde değil, dışında yaşamaya çalı­şan okurlarımıza sunduğumuz bu kitapla, apaçık bilgilerin or­taya çıkacağı günlere doğru bir adım daha atmış bulunuyoruz. Evet... Henüz apaçık bilgilerle konuşamıyoruz... Hâlâ sembollerin üstünü açmaya çalışıyoruz... Ama biliyoruz ki, bir gün perdesiz olarak gerçeklerle temas edebileceğiz. O günler uzak değildir!... Göreceksiniz, duyacaksınız... Başlangıçta vaadedilen o günlere doğru hızla yaklaşmaktayız. Gerçekler apaçık bir halde ortaya çıktığında "görünenin hiç de göründüğü gibi olmadığı" herkes tarafından anlaşıla­caktır.

Ancak apaçık gerçeklere bakabilmek için buna gözleri­mizi hazırlamamız gerekmektedir. Uzun bir süre karanlıklar içinde kalan bir göze aniden ışık verildiğinde nasıl bir sonuç­la karşılaşacağı ortadadır. İşte şu an yapılmaya çalışılan, ka­ranlıklar içinde yaşamaya alışmış gözlere perdelenmiş ışığı tutmaktan ibarettir.

Işığı perdesiz bir şekilde seyredebilecek yetkinliğe gelin­ceye kadar, dinler, felsefeler ve mitolojiler fonksiyonlarım sürdürmeye devam edeceklerdir. Işık perdesiz olarak ortaya çıktığında ise bu müesseselere artık ihtiyaç kalmayacağı için bütün bu müesseseler fonksiyonlarını bitireceklerdir. Gelece­ği söylenilen Altın Çağ'da dinler devrinin kapanacağının anlamı işte budur.

Bunu yüzyıllar öncesinden ifade edenler olmuştur. İslâm Dini içindeki önde gelen Batıniler'den Muhyiddin Arabi bu­nu tek bir cümleyle şöyle özetlemişti: "Arif için din yok­tur..."

Tüm bu sözlerin ne anlama geldiği apaçık bilgilerin orta­ya çıkmasıyla yakında çok daha iyi anlaşılacaktır. İşimize gel­se de gelmese de, varılacak en son nokta budur. Dinlerin son nokta olarak gösterdiği kıyam etmek de budur.

Uyanış!... Ama ne zaman?...

Söz konusu olan bu ezoterik bilgiye göre:

Dünya nüfusu 7 Milyar olduğunda içinde bulundu­ğumuz devrenin biterek, yeni bir devrenin başlaya­cağın söylenmektedir. Dünya nüfusunun artış oranı dikkate alındığında, bu rakkama 2010 - 2014 yılları arasında ulaşılması beklenmektedir. Bu birçok kehanet ve eski uygarlıklardan günümüze kalan ezoterik bilgilerle örtüşen bir tarihtir. Ayrıca bilindiği gibi 2012 Balık Burcu Çağı'nın sona erip. Kova Burcu Çağı'nın başlayacağı bir tarihtir.

Bu tarih başta Orta Amerika yerlileri olmak üzere birçok toplumun ezoterik bilgilerinde genel uyanış günlerinin yoğun olarak hissedileceği sürecin başlangıcı olarak da nitelendiril­mektedir.

Bunlardan hep daha önce söz etmiştik. Ancak işin ilginç yanı ruhlann sayılması ile ilgili Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda da söz edilmesidir. Evet, son derece manider bir şekilde Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda da ruhlann sayılmasıyla ilgili bir tema işlenmiştir




Sözlerimi Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda geçen bu konuyla ilgili bir satırla noktalamak istiyorum:

Ruhların sayıldığı gün...

Ruhlar niçin sayılsın diye düşündüğümüzde, buna klasik bir yaklaşımla, mantıklı bir cevap vermenin zorluğu ortadadır. Demek ki belli bir sayının tutup tutmadığının anlaşılması bur rada söz konusu edilmektedir. Bu sayıyla ilgili Ölüler Kitabı'nda net bir bilgi verilme­mektedir ama ruhların sayılacağından açıkça bahsedilmekte­dir. Bu da 7 Milyarla ilgili ezoterik bilgiyi daha ilginç kılmak­tadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder