Antik Mısır Sırlan'nı konu edindiğimiz bu kitabımızda Mısır'da yetişen
inisiyelerden de örnekler vermek zaten gerekliydi ve biz de öyle yaptık.
Ancak Mısır İnisiyeleri ile ilgili bir bölüm yapmamızın bir diğer nedeni de,
bu inisiyatik bilgilerin dünya üzerinde ne denli zorluklarla karşılaşmış
olduğunu bir kez daha sizlere hatırlatmak içindi...
Mısır'da yetişen inisiyeler kuşkusuz ki verdiğimiz bu üç örnekle kısıtlı
değildir. Bu kişiler, sadece birer örnek olması bakmımından ele
alınmalıdır... Bu birkaç örneğimizden de çok kolaylıkla anlaşılacağı gibi
inisiyasyona ait bilgiler, Tufan sonrasında birtakım güçler tarafından her
çağda büyük bir baskıya manız kalmıştır.
Bu baskılar ilk olarak Mısır'daki İskenderiye Kitaplığı'nın yakılışı
ve Mısırlı rahiplerin katledilmesi ile kendisini göstermiş, sonra da bu
merkezlerde yetişen kişiler gittikleri ülkelerinde büyük baskılara maruz
kalmışlardır. Yani ezoterik bilgiler. Demir Çağ'ın hemen her döneminde
bilinen ve bilinmeyen karanlık güçlerce hep aşağılanmış, baskıya maruz
bırakılmış hatta bunlarla da yetinilmeyerek, bu öğretileri savunanlar
bizzat bu güçlerce acımasızca katledilmişlerdir. Bu konuya özellikle
dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Evet, şunu asla unutmayın: Ezoterik bilgi birikimi bir takım karanlık
güçlerce hep yokedilmek ve bu bilgilerin halka yansıması hep engellenmek
istenmiştir. Bu yolda sadece inisiyeler, mürşitler, filozoflar, rahipler
değil, paygamberler bile katledilebilıniştir.
Bu konu son derece önemlidir... Ve bu konu günümüzde de geçerlidir...
İlk kez Atlantis'teki "Bir'in Oğulları" ile "Belial'in Oğulları" arasında
başlayan ve sonrasında bizim kıtalarımızda Agarta ve Şambala Rahipleri'nce
sürdürülen aydınlık güçlerle karanlık güçlerin mücadelesi, Demir Çağ'da
cinayet ve katliamlarla kendisini göstermiştir.
İskenderiye Kitaplığının yakılışıyla bizim deveremizde etkisini hissettirmeye başlayan "Karanlık Güçler"in baskıları Örfe, Fisagor, İsa Peygamber, Hallaç-ı Mansur gibi inisiyatik ve batnıi şahsiyetlerin katledilişleriyle doruk noktasına çıkmıştır. Çinliler tarafından katledilen Tibetli rahipler ise başlı başına bir kitap konusudur...
Canları pahasına da olsa, kanlarıyla inisiyasyonun bilgeliğini geleceğe taşımış olan tüm batini düşünür, filozof ve inisiyeleri burada saygıyla anıyoruz...
Eğer bugün batınilikten, ezoterik öğretilerden ve inisiyatik sırlardan söz
edebiliyorsak, onlar sayesindedir... Bu baskılar bugün de vardır, bundan
sonra da olacaktır. Ta ki, gerçekler apaçık ortaya çıkıp uyanışın esintileri
dünyamızı sarana dek...
VARILACAK SON NOKTA: KIYAM ETMEKTİR...
Geleneksel sürünün içinde değil, dışında yaşamaya çalışan okurlarımıza
sunduğumuz bu kitapla, apaçık bilgilerin ortaya çıkacağı günlere doğru bir
adım daha atmış bulunuyoruz. Evet... Henüz apaçık bilgilerle
konuşamıyoruz... Hâlâ sembollerin üstünü açmaya çalışıyoruz... Ama biliyoruz
ki, bir gün perdesiz olarak gerçeklerle temas edebileceğiz. O günler uzak
değildir!... Göreceksiniz, duyacaksınız... Başlangıçta vaadedilen o günlere
doğru hızla yaklaşmaktayız. Gerçekler apaçık bir halde ortaya çıktığında
"görünenin hiç de göründüğü gibi olmadığı" herkes tarafından
anlaşılacaktır.
Ancak apaçık gerçeklere bakabilmek için buna gözlerimizi hazırlamamız
gerekmektedir. Uzun bir süre karanlıklar içinde kalan bir göze aniden ışık
verildiğinde nasıl bir sonuçla karşılaşacağı ortadadır. İşte şu an
yapılmaya çalışılan, karanlıklar içinde yaşamaya alışmış gözlere
perdelenmiş ışığı tutmaktan ibarettir.
Işığı perdesiz bir şekilde seyredebilecek yetkinliğe gelinceye kadar,
dinler, felsefeler ve mitolojiler fonksiyonlarım sürdürmeye devam
edeceklerdir. Işık perdesiz olarak ortaya çıktığında ise bu müesseselere
artık ihtiyaç kalmayacağı için bütün bu müesseseler fonksiyonlarını
bitireceklerdir. Geleceği söylenilen Altın Çağ'da dinler devrinin
kapanacağının anlamı işte budur.
Bunu yüzyıllar öncesinden ifade edenler olmuştur. İslâm Dini içindeki önde
gelen Batıniler'den Muhyiddin Arabi bunu tek bir cümleyle şöyle
özetlemişti: "Arif için din yoktur..."
Tüm bu sözlerin ne anlama geldiği apaçık bilgilerin ortaya çıkmasıyla
yakında çok daha iyi anlaşılacaktır. İşimize gelse de gelmese de, varılacak
en son nokta budur. Dinlerin son nokta olarak gösterdiği kıyam etmek de
budur.
Uyanış!... Ama ne zaman?...
Söz konusu olan bu ezoterik bilgiye göre:
Dünya nüfusu 7 Milyar olduğunda içinde bulunduğumuz devrenin biterek, yeni
bir devrenin başlayacağın söylenmektedir. Dünya nüfusunun artış oranı
dikkate alındığında, bu rakkama 2010 - 2014 yılları arasında ulaşılması
beklenmektedir. Bu birçok kehanet ve eski uygarlıklardan günümüze kalan
ezoterik bilgilerle örtüşen bir tarihtir. Ayrıca bilindiği gibi 2012 Balık
Burcu Çağı'nın sona erip. Kova Burcu Çağı'nın başlayacağı bir
tarihtir.
Bu tarih başta Orta Amerika yerlileri olmak üzere birçok toplumun ezoterik
bilgilerinde genel uyanış günlerinin yoğun olarak hissedileceği sürecin
başlangıcı olarak da nitelendirilmektedir.
Bunlardan hep daha önce söz etmiştik. Ancak işin ilginç yanı ruhlann sayılması ile ilgili Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda da söz edilmesidir. Evet, son derece manider bir şekilde Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda da ruhlann sayılmasıyla ilgili bir tema işlenmiştir
Sözlerimi Mısır'ın Ölüler Kitabı'nda geçen bu konuyla ilgili bir satırla
noktalamak istiyorum:
Ruhların sayıldığı gün...
Ruhlar niçin sayılsın diye düşündüğümüzde, buna klasik bir yaklaşımla,
mantıklı bir cevap vermenin zorluğu ortadadır. Demek ki belli bir sayının
tutup tutmadığının anlaşılması bur rada söz konusu edilmektedir. Bu sayıyla
ilgili Ölüler Kitabı'nda net bir bilgi verilmemektedir ama ruhların
sayılacağından açıkça bahsedilmektedir. Bu da 7 Milyarla ilgili ezoterik
bilgiyi daha ilginç kılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder